Kategoriler
Doğru beslen!

Herkesin Gözdesi; Kolajen Ne İşe Yarar?

Kolajen vücuttaki proteinlerin neredeyse yarısını oluşturmaktadır. Kanda ki önemli görevlerinin yanı sıra cilt yapısını yenileyen ve gençleştiren özellikleri ile bilinmektedir. Kullandığımız vücut losyonları, kremler, şampuanlar ve birçok vitaminlerin içeriğinde de mutlaka yer almaktadır. Doğal kolajene bakıldığında insan vücudunda da jel formunda olup birçok bölgede yer almaktadır. Genç yaşlarda kişinin vücudunda yeterli miktarda kolajen bulunurken ilerleyen yaşlarda üretimi gittikçe azalmaktadır. Kolajen sayısı azalan bireyler kemik ağrıları çekerken cildinde ise solgunluk şeklinde kendini belli etmektedir. Son dönemlerde herkesin dilinden düşürmediği kolajen ününü gerçeklerden mi alıyor?

Kolajen Tipleri ve Özellikleri

Bilinen kolajen sayısı vücudumuzda 18 tanedir. Kolajen Tip 1 vücutta en fazla yer alan çeşididir ve tendonların, bağların, cildin ve organların beslenmesinde görevlidir. Cilde parlaklık ve esneklik verirken organların sağlığını korumakta olup yaraların daha çabuk iyileşmesini sağlar. Tip 2 kolajen ise eklem ve kıkırdaklarda yer alır. Yaş ilerledikçe eklem bölgesindeki rahatsızlıkların artmasının nedenlerinden biri de bu yapının azalmasıdır. Tip 3 kalp ve kan dokusunda bulunurken kasların güçlenmesini sağlayan özellikler barındırır. Tip 4 ise kemiklerin güçlenmesini sağlar.

Faydaları Nelerdir?

Beyin, bağırsak ve kalp sağlığını korumakta görev alıp, kilo kontrolünden saç tırnak ve cilt sağlığı için çok faydalıdır. Eklemlerin sağlığını korurken yine aynı zamanda eklem ağrılarını da azaltır. İleri yaşlarda görülen osteoporoz rahatsızlığının gecikmesini veya önlenmesini sağlar. Özellikle kalp riski grubunda yer alan kişilerde kalp rahatsızlıklarının görülme olasılığını azaltırken aynı zamanda kas kaybına da engel olmaktadır.

Hangi Besinlerde Kolajen Vardır?

Yaşa bağlı kalmaksızın kolajen üretimini arttırmak istiyorsanız beslenme programınıza bu besinleri eklemenizde yarar olacaktır. C vitamini kolajen üretimi için çok önemlidir. Ananas, kivi, tüm turunçgiller ve yeşil yapraklı sebze tüketimini arttırabilirsiniz. Kolajen oluşumunu desteklemek için mutlaka süt ve süt ürünleri tüketmeli, yumurtanın beyazını kullanmalı ve buğday tohumunu yemeklerinize eklemelisiniz. Bazı sakatatların, tavuk derisinin ve sığır jelatinin de kolajeni arttırdığı bilinirken kaju fıstığı ve kırmızı mercimekte de bulunmaktadır. Genel olarak hayvansal gıdaların tümünde kolajen yer aldığı için dilerseniz kemik suyu tüketimi de arttırabilirsiniz.

Kimler Kullanabilir? Yan Etkisi Var Mıdır?

Uzmanlar kolajen takviyesi için yaş sınırını 30 olarak belirlemektedir. 30 yaşından itibaren üretimi yavaşlamakta olup bu yaştan itibaren kolajen üretilmesini attırma yoluna giden kişilerin yaşlılık ve sağlık sorunları yaşama olasılığının dikkat etmeyenlere oranla daha yavaş ortaya çıkacağını vurgulamaktadır. Dileyen kişiler doğal besinler yolu ile üretimi arttırmaya çalışabilirken dileyen kişiler tozunu veya hapını da kullanabilir veya doğrudan jel formunda kullanabilir. Kolajenin bilinen bir yan etkisi bulunmamakla birlikte takviye gıda olarak kullanan kişilerde mide ekşimesine sebep olabildiği gözlemlenmiştir. Doğal besinler yolu ile yükseltme yolunu tercih edenler için ise besinlere alerjinin olmaması durumunda herhangi bir rahatsızlık gözlenmemiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir