Kategoriler
Etkinliklere katıl!

Trail Running Hakkında Şaşırtıcı Bir Söyleşi!

Nike‘ın trail (patika) koşusu tarihi, 1978’de Amerika’nın en iyi dağcılarından oluşan bir ekibin, dünyanın ikinci en yüksek zirvesi K2’de Nike koşu ayakkabıları giyerek basecamp’a (anakamp yeri) yürüyüşe çıktığında başladı. O günden bu güne tutkunları dünyanın her yerinde! Biz de İstanbul’un en aktif koşu gruplarından biri olan Beat Run Crew’un  kurucularından Sinan Cem Gürsoy ile bir söyleşi yaptık ve size TRAIL RUNNING dünyasını tanıtmak istedik!

İlk Kez Ne Zaman Trail Koşmaya Başladınız, Nasıl Keşfettiniz Ve İlk Deneyiminiz Nasıldı?

2008 yılında bir dergide okuduğum ekstrem yarışlarla ilgili bir yazıyla birlikte ilk kez “Trail Running” ve “Ultra Maraton” kavramlarıyla tanıştım. Kilometreler boyunca farklı arazilerde, zorlu doğa şartlarında koşan sporcuların hikâyeleri beni çok etkilemişti. Haftada bir-iki gün dağ bisikleti ile patikalarda zaman geçiren biriydim ama daha önce hiç koşmamıştım. Ben de ileride bir gün bu tarz yarışlarda mücadele etmeliyim diye kendimi motive ettim ve koşuya olan ilgim bu şekilde başladı.

Başlarda daha çok kısa mesafeli koşular yapıyordum. Sahilde, parklarda, insanların yürüyüş ya da hafif koşular yaptığı alanlarda koşuyordum. Tipik bir şehir koşucusu olarak, genellikle yol yarışlarına katıldığım ve pistte hız antrenmanları yaparak kendimi geliştirdiğim uzun bir dönem geçirdim. Hızım ve mesafem arttıkça, özellikle de takip ettiğim koşucuların da etkisiyle etrafımdaki ormanlık arazileri ve patikaları araştırmaya başladım. Önceleri eğimin daha düşük olduğu, göreceli olarak daha kolay diyebileceğimiz arazilerde antrenmanlar yaptım. Sonra bisikletten aşina olduğum, Ultra Trail yarışlarının da yapıldığı Taşdelen-Çekmeköy-Polonezköy rotasında koşmaya başladım. Bozuk ve değişken zemin, dik tırmanışlar ve hızlı inişler, single-track diye tabir edilen dar patikalar ve her an kaybolma ihtimali başlangıçta oldukça zorlayıcı oluyordu. İlk trail yarışımı da yine bu parkurda koştum. Şiddetli bir kar yağışı altında, çoğunluğu kar-çamur ve balçık olan parkurda işaretleri fark etmeyip kaybolunca 30K yarışını 37K koşarak tamamlamak zorunda kaldım. Hem fiziksel hem de mental olarak çok zorlandığım bir deneyim olmuştu.

Sizin İçin Trail’ı Yol Koşularından Farklılaştıran Temel Şeyler Neler?

Trail koşuları, tamamen doğal bir ortamda yapılan, mevsime ve hava şartlarına göre çok fazla değişkenlik gösterebilen koşular oluyor. Belirli bir yol çizgisine bağlı kalmadan kendi rotanızı çizebileceğiniz,  özgürce koşabileceğiniz ve doğada olmanın tadını sonuna kadar çıkaracağınız koşular… Diğer taraftan mücadele etmeniz gereken şartlar da artıyor. Mevsime göre çok sıcak havada, ya da bir kar fırtınasında koşup; parkur özelliklerine göre su geçişleri, çamur ya da balçık, kayalık zeminler ya da kum, karşınıza ne çıkacağını çoğu kez bilemeden koşmanız gerekebilir. Ayrıca trail koşularında bazı bölümlerde koşuyu bırakıp yürümeniz, hatta kısa dinlenme araları vermeniz gereken yerler olacaktır. Örneğin bir yol yarışında durmak ya da yürümek ciddi zaman kaybetmenize neden olsa da, trailde bu kendinizi toparlayıp daha güçlü devam etmeniz için önemli bir avantaj haline gelebilir.

[button url=”https://www.sportive.com.tr/list/?search_text=trail%202&attributes_integration_marka=02&utm_source=blog&utm_medium=blog&utm_content=trail-2″ size=”xsmall|small|normal|large|xlarge”]Nike Pegasus Trail 2 Goretex’i Keşfet[/button]

Trail Koşucusunun Olmazsa Olmazları Neler?

Öncelikle çok iyi bir trail ayakkabısı… Toprak, çamur ya da kayalık zemine uyum sağlayacak, tırmanışlarda ve inişlerde tutunması iyi olan ve özellikle uzun mesafelerde taban desteği yüksek bir trail ayakkabısı konforlu ve güvenli bir koşu için gerekli. Ayrıca mevsime uygun olarak tercih edilecek ter tutmayan dri-fit türü kıyafetler, şapka, gözlük, uzun süreli koşularda bacaklarda ve kollarda oluşacak laktik asit birikmesi ve yorgunluk hissini azaltacak kompres çoraplar ve sleeve’ler, suluk, yedek kıyafet, enerji jeli, atıştırmalıklar, ilkyardım kiti, baton gibi malzemeleri taşıyabileceğiniz iyi bir sırt çantası da olmazsa olmaz ekipmanlardan.

İyi Bir Trail Koşucusu Olmak İçin Neler Yapmayı Önerirsiniz?

Öncelikle doğada olmaktan keyif almak, karşımıza çıkabilecek zorlukları ve güzellikleri kabul ederek ve farkında olarak koşmak gerek. Sonra da devamlı antrenman yapmak ve kondisyonu yüksek tutmak gerekiyor. Uzun saatler boyunca, eğimli bir arazide devamlı hareket halinde olmak için ciddi bir aerobik kapasite ve güçlü bir kas-iskelet sistemine sahip olmak iyi bi trail koşusucu olabilmek adına önemli. Ayrıca zorlu antrenmanlarda ve yarışlarda devamlı motive kalabilmek için mental dayanıklılığı güçlendirecek çalışmalar yapmak ve kendini bu konuda geliştirmek faydalı olacaktır.

Trail Koşmaya Başlarken Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler Var Mı?

Koşulacak parkurun özelliklerine göre uygun ayakkabı ve kıyafet seçimi en önemli kriter… Koşu boyunca sizi rahatsız etmeyecek ekipmanları seçmek rahat bir antrenman yapmanızı sağlar. Örneğin çalılık bir alanda koşmanız gerekiyorsa giyeceğiniz uzun bir çorap ya da tayt bacaklarınızın çizilmesini engelleyecektir.

Parkur seçimi de mutlaka koşucunun kondisyonuna ve tecrübesine göre belirlenmeli. Başlangıç seviyesi bir trail koşucusu, göreceli olarak eğimin daha düşük olduğu ve stabil zemine sahip rotaları tercih etmeli. Bu noktada, koşuya başlamadan parkurun zemin özellikleri ve eğimi gibi teknik konularda kısa bir araştırma yapmak koşucunun işini kolaylaştıracaktır.

Trail koşularında kaybolmak çok sık görülen bir şeydir. Saatinize ya da telefonunuza yükleyeceğiniz harita ile kaybolma riskini minimize edebilirsiniz. Ayrıca acil durumlar için mutlaka telefon taşımak ve ulaşılabilir olmak gerek. Eğer grup halinde trail koşuları yapılıyorsa koşucu güvenlik önlemi olarak kendi temposunda bir arkadaşı ile “buddy sisteminde” koşabilir.

İstanbul’daki Favori Trail Koşu Rotalarınız Hangileri? Neden?

Trail koşularına başladığım Taşdelen-Çekmeköy parkurundaki 30K’lık bölüm hala en fovari rotam. Burada özellikle zorlu yarışlar için hazırlık yapabileceğimiz çok çeşitli mesafelerde parkurlar çıkarabiliyoruz.

Aydos Ormanı, özellikle yükseklik kazanımı ve uzun tepe tırmanışı nedeniyle son dönemde en çok tercih ettiğimiz rotalardan biri haline geldi.

Belgrad Ormanı’ndaki 14K’lık Geyik Parkuru ise hızlı bir parkur oluşu ve zorlayıcılığı nedeniyle yarış hazırlık dönemlerimizde antrenman programımızda mutlaka yer alıyor.

Kemerburgaz’daki Ayvat Bendi rotası ise eğimin daha düşük olması nedeniyle Trail’e yeni başlayan koşucularımız tavsiye ettiğimiz, bizim de easy antrenmanlarımızda sıkça kullandığımız bir rota.

[button url=”https://www.sportive.com.tr/list/?search_text=trail%202&attributes_integration_marka=02&utm_source=blog&utm_medium=blog&utm_content=trail-2″ size=”xsmall|small|normal|large|xlarge”]Nike Pegasus Trail 2 Goretex’i Keşfet[/button]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir